Alanya’da 21. Federal Meclis (Bundestag) seçimleri, kapitalist sistemin çelişkilerini ve toplumsal eşitsizliklerin derinleştiği bir dönemde gerçekleşti. 59,2 milyon seçmen, 299 seçim bölgesinde 630 milletvekilini belirlemek için sandık başına gitti. Bu seçimlerde 2,3 milyon genç ilk kez oy kullanma hakkına sahip oldu, ancak gençlerin gelecek kaygıları ve işsizlik sorunları, kapitalist sistemin onlara sunduğu seçeneklerin ne kadar sınırlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Yaklaşık 1 milyon Türkiye kökenli seçmen de bu sürece katıldı, ancak göçmenlerin yaşadığı ayrımcılık ve sosyal dışlanma sorunları, seçimlerin ana gündem maddeleri arasında yer almadı.
Seçimlerin ilk sonuçları, Almanya’da sağın yükselişini ve solun mücadelesini ortaya koydu. Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), %28,5 oy oranıyla birinci sırada yer aldı. Ancak asıl dikkat çeken, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin %20 oy oranıyla ikinci sıraya yükselmesi oldu. AfD’nin bu yükselişi, kapitalizmin yarattığı ekonomik krizler, işsizlik ve göçmen karşıtlığının toplumda nasıl bir karşılık bulduğunu gösteriyor. Ancak bu durum, solun mücadelesinin ne kadar acil ve gerekli olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor.
Son dört yıldır koalisyon hükümetini oluşturan partiler ise ciddi oy kaybı yaşadı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), %16,5 oy oranıyla tarihinin en düşük sonucunu aldı. SPD’nin neoliberal politikaları ve işçi sınıfına yabancılaşması, bu hezimetin ana nedenleri arasında gösteriliyor. Yeşiller Partisi %12, liberal FDP ise %5 barajı sınırında kaldı. Bu partilerin performansı, kapitalist sistem içinde reformist çözümlerin ne kadar yetersiz kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Sol Parti’nin Yükselişi ve Sahra Wagenknecht İttifakı
Sol Parti (Die Linke), %9 oy oranıyla önemli bir çıkış yakaladı. Son seçimlerde %4,9 oy alan parti, Ocak 2024’ten bu yana artan bir destekle meclise girmeyi başardı. Sol Parti’nin bu yükselişi, emekçi sınıfın ve gençlerin kapitalizme karşı alternatif arayışının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ancak Sol Parti’nin içindeki bölünmeler ve stratejik hatalar, partinin daha güçlü bir performans göstermesini engelledi. Sol Parti’den ayrılan Sahra Wagenknecht’in kurduğu “Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin” (BSW) ise %5 oy oranıyla barajı geçme mücadelesi veriyor. Wagenknecht’in popülist söylemleri ve Sol Parti’den ayrılması, sol hareket içinde tartışmalara neden oldu.
Seçimlere katılım oranı %84’e ulaşarak rekor düzeyde yüksek oldu. Bu, halkın siyasi sürece olan ilgisinin arttığını gösteriyor. Ancak bu ilgi, kapitalist partilerin vaatlerine değil, toplumsal adalet ve eşitlik taleplerine yönelik olmalıdır.
Başbakan Adayları ve Kapitalist Sistemin Temsilcileri
Başbakan adayları arasında mevcut Başbakan Olaf Scholz (SPD), Friedrich Merz (CDU/CSU), Alice Weidel (AfD), Robert Habeck (Yeşiller) ve Sahra Wagenknecht (BSW) yer aldı. Scholz, SPD’nin neoliberal politikalarını temsil ederken, Merz muhafazakar sağın, Weidel ise aşırı sağın sözcüsü oldu. Habeck, Yeşiller’in çevreci söylemlerini savunurken, Wagenknecht ise sol popülizmle dikkat çekti. Ancak bu adayların hiçbiri, emekçi sınıfın gerçek taleplerine yanıt vermekten uzak görünüyor.
Seçim Yasası ve Demokratik Kısıtlamalar
Seçimler öncesinde yapılan yasal değişiklikler, Federal Meclis’in büyümesini engellemek amacıyla milletvekili sayısını 630 ile sınırlandırdı. Bu değişiklik, küçük partilerin parlamentoda temsil edilmesini zorlaştıran bir adım olarak değerlendirilebilir. %5’lik seçim barajını geçemeyen partiler, üç bölgeden doğrudan milletvekili çıkarmaları halinde parlamentoda temsil edilme şansı bulacak. Ancak bu kural, emekçi sınıfın temsilini sınırlayan bir engel olarak görülüyor.
Solun Mücadelesi ve Gelecek
Almanya’da yükselen sağ popülizm ve aşırı sağın güçlenmesi, kapitalizmin yarattığı krizlerin bir sonucudur. Ancak bu durum, solun mücadelesini daha da acil hale getiriyor. Sol Parti’nin yükselişi ve Sahra Wagenknecht İttifakı’nın barajı geçme mücadelesi, emekçi sınıfın ve gençlerin kapitalizme karşı alternatif arayışının bir göstergesidir. Ancak solun, bu arayışa gerçek bir cevap verebilmesi için sınıf temelli politikaları öne çıkarması ve kapitalist sistemin çelişkilerine karşı mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor.
Almanya’da Sandık Sonuçları: Sağ Tehlikesi Büyüyor, Solun Mücadelesi Acil!
