Cumartesi Anneleri 1061. hafta: “Süleyman Cihan’ı unutmadık”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumartesi Anneleri, 1061.hafta eylemini Galatasaray Meydanı’nı kapatan polis bariyerlerinin önünde yaptı. Yapılan basın açıklamasında Cumartesi Anneleri’nin toplanma ve kayıplarını arama hakkına saygı gösterilmesi ve Galatasaray Meydanı’ndaki keyfi mekân yasağına ve katılımcı sınırlamasına son verilmesi talep edildi. Ayrıca yapılan basın açıklamasında “Bağımsız bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun. Gözaltında kaybedilenlerin dosyaları yeniden ve şeffaf bir biçimde açılsın. Failler ve sorumlular yargı önüne çıkarılsın. Devlet, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etsin ve resmi olarak kayıp yakınlarından ve toplumdan özür dilesin” ifadeleri kullanıldı.

Açıklama, kaç yıl geçerse geçsin Süleyman Cihan başta olmak üzere tüm kayıplar için adalet istemekten ve devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyecelerini vurgulayarak bitti.

Ne olmuştu?

31 yaşında, iki çocuk babası Süleyman Cihan öğretmendi. Aynı zamanda Galatasaray Mühendislik Yüksek Okulu öğrencisiydi. 12 Eylül Askerî Darbesi’nin ardından hakkında arama kararı çıkarıldı. Süleyman Cihan, 29 Temmuz 1981’de Edirne’den İstanbul’a gelmek üzere bindiği yolcu otobüsü, İstanbul’a yaklaşırken sivil polislerce durduruldu. Gözaltına alındı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü 2. Şube’nin bulunduğu Sansaryan Han’a götürüldü. Ertesi gün Gayrettepe Siyasi Şube’ye nakledildi.

Ailesi ve avukatları Emniyet Müdürlüğü’ne ve savcılığa başvurduğunda, Süleyman Cihan’ın gözaltına alınmadığı söylendi. Ancak aile ve avukatlar arayışlarını kararlılıkla sürdürdü. Cihan’ı şubede işkence altında gören tanıklar, çıkarıldıkları mahkemelerde “Süleyman Cihan’a ne oldu” sorusunu ısrarla mahkeme heyetine yöneltti.

Bu baskılar sonucunda Emniyet, Cihan’ın çatışmada öldüğünü öne sürdü. Ancak bu iddiayı destekleyecek hiçbir veri sunulamadı. Ardından, 30 Temmuz’da yapılan yer gösterme sırasında altıncı kattaki boş bir daireden atlayarak intihar ettiği iddia edildi.

Oysa otopsi raporunda, Süleyman Cihan’ın altıncı kattan atılmadan önce öldürüldüğüne dair önemli bulgular yer alıyordu. Üstelik olayla ilgili hazırlanan rapor 30 Temmuz 1981 tarihliydi; ancak o tarihten sonra Cihan’ı emniyette gören çok sayıda tanık vardı.

Ailenin, avukatların ve tanıkların 85 günlük ısrarlı çabaları sonucunda gerçek ortaya çıktı: 29 Temmuz 1981’de gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyeti Siyasi Şube’de günlerce işkenceye maruz bırakıldıktan sonra öldürülmüş, cansız bedeni altıncı kattan atılarak intihar süsü verilmiş ve kaybedilmek amacıyla Zindanarkası Mezarlığı’nın kimsesizler bölümüne, “kimliği meçhul” olarak gömülmüştü.

Olayın peşini bırakmayan aile ve gazeteci Kürşat İstanbullu, emniyet tarafından ağır tehditlere maruz kaldı. Süleyman Cihan’ı işkencede gören ve cansız bedeninin atıldığına tanıklık edenler olmasına, somut kanıtlar sunulmasına rağmen tüm hukuki girişimler sonuçsuz bırakıldı. Zamanaşımı gerekçesiyle dosya kapatıldı. Bilinen failler cezasızlıkla korundu.

Dosyanın yeniden açılması için aile ve avukatlar 2012 yılında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Süleyman Cihan’ın işkencede öldürülmesine ilişkin yeni deliller sunularak, faillerin şüpheli sıfatıyla yargılanmaları talep edildi.

Deliller arasında, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın otopsi bulguları ve tıbbi verilerle hazırladığı rapor da yer aldı. Bu raporda, Cihan’ın ağır işkenceye maruz kaldığı ve altıncı kattan atılmadan önce öldürüldüğü net biçimde belgelenmişti.

Savcılık bile Cihan’ın işkenceyle öldürüldüğünü kabul etmesine rağmen, dosya yine zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.