Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde Türk-İş ve hükümet arasında anlaşma sağlandığı, protokolün bugün imzalanacağı açıklandı. Ancak bu “anlaşma”, işçi sınıfının taleplerini karşılamaktan uzak, patronların ve iktidarın dayattığı sefalet koşullarını meşrulaştırma çabasından ibaret.
Grev Yasağı: Sermaye Devletinin Olağan Baskısı
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyelerinin, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) madenlerinde başlatmayı planladığı grev, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “milli güvenlik” gerekçesiyle yasaklandı. Sermaye devleti, her zaman olduğu gibi, işçi sınıfının hak arama mücadelesini baskı altına almaya çalışıyor. GMİS, hükümetin son teklifinin ardından grevi iptal ettiğini ve KÇP’nin bugün imzalanacağını duyurdu. Ancak bu “uzlaşma”, emekçilerin gerçek taleplerinin karşılanması anlamına gelmiyor.
Türk-İş Liderliğinin Teslimiyeti: “Olumluya Yakın” Sefalet!
600 bin kamu işçisini ilgilendiren KÇP görüşmelerinde Türk-İş, yüzde 90 zam talebiyle masaya oturmuştu. Ancak Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, hükümetin yüzde 11’in üzerinde ancak yüzde 16,67’ye ulaşmayan teklifini “olumluya yakın” diyerek kabullenmiş görünüyor. Atalay’ın, “yüzde 100 olumlu değil” itirafı, aslında işçi sınıfına reva görülen sefalet ücretlerinin kabul edilemez olduğunu gösteriyor.
Erdoğan’ın grev yasağını “doğru bulmuyoruz” diyerek geçiştiren Atalay, sendika bürokrasisinin mücadeleden kaçınan tutumunu bir kez daha ortaya koydu.
Hak-İş’in İşbirlikçi Tutumu: “Daha İyi” Sömürü!
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise hükümetin yeni teklifinin “bir öncekinden daha iyi” olduğunu savunarak, sermaye sınıfının çıkarlarını savunmaya devam etti. “Grev kararları önümüzdeki haftalarda gündeme gelebilir” açıklamasıyla zaman kazanmaya çalışan Arslan, işçi sınıfının mücadelesini ertelemeye ve hükümetin dayatmalarını kabullenmeye hazır olduğunu gösterdi.
