İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) bünyesinde çalışan 158 işçi, kapitalist sistemin tipik bir uygulaması olan ücretsiz izne çıkarılma kararına karşı örgütlü bir direniş sergiledi. İşçilerin başlattığı eylemler, burjuva yönetiminin geri adım atmasını sağladı. Bu mücadele, işçi sınıfının birleşik ve örgütlü olduğunda neler başarabileceğini bir kez daha gösterdi.
Belediye Başkanı Cemil Tugay, işçilerin eylemleri sonrası DİSK ile yapılan müzakerelerde geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak Tugay’ın işçilere yönelik yaptığı konuşma, burjuva yönetimlerin ikiyüzlü tutumunu bir kez daha ortaya koydu. Tugay, “Niyet kötü olmadıktan sonra her türlü sorun hallolur. Kimsenin kimseyi üzmek gibi bir düşüncesi yok. Ben hayatım boyunca zalim olmadım, olmayacağım” diyerek, işçilerin haklı mücadelesini küçümsemeye çalıştı. Ancak gerçek şu ki, işçilerin ücretsiz izne çıkarılması kararı, tam da kapitalist sistemin zalimce uygulamalarının bir örneğiydi.
Tugay’ın “Sizler uzun yıllar burada çalışacaksınız, ben gideceğim, burayı evinize ekmek götürdüğünüz yer olarak görün” sözleri, işçi sınıfının emeğinin nasıl sömürüldüğünü gizlemeye yönelik bir girişimdir. İşçiler, burjuva yönetimlerin çıkarları uğruna çalıştırılan ve gerektiğinde kolayca harcanabilen birer meta olarak görülmektedir. Ancak işçi sınıfı, bu sömürü düzenine boyun eğmeyecek kadar bilinçlidir.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’nın “Biz aslında bir yolun aynı yolcusuyuz. Bu kenti hep birlikte büyütmek, hep birlikte hizmet etmek için çalışıyoruz” şeklindeki açıklaması, sınıf işbirlikçiliğinin tehlikeli bir örneğidir. İşçi sınıfı ile burjuvazi asla aynı yolda yürüyemez. İşçilerin çıkarları, burjuva yönetimlerin çıkarlarıyla çelişir. İşçi sınıfı, kendi örgütlü mücadelesiyle haklarını savunmalı ve sömürü düzenine karşı durmalıdır.
Bu mücadele, işçi sınıfının örgütlü olduğunda neler başarabileceğini bir kez daha göstermiştir. Ancak bu zafer, nihai hedefe ulaşmak için yalnızca bir adımdır. İşçi sınıfı, kapitalist sömürü düzenini tamamen yıkmak ve sosyalist bir toplum inşa etmek için mücadeleye devam etmelidir. Burjuva yönetimlerin ikiyüzlü söylemlerine kanmamalı, kendi örgütlü gücüne güvenmelidir.
İşçi sınıfının mücadelesi, ancak sınıfsal bilinç ve örgütlülük ile zafer kazanabilir. Bu mücadele, tüm emekçilere ilham vermeli ve kapitalist sömürü düzenine karşı birleşik bir cephe oluşturulmalıdır. İşçi sınıfının kurtuluşu, ancak kendi eseri olacaktır.