Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Aile Forumu’nda yaptığı açıklamalarla, evlilik oranlarındaki düşüşü “modernleşme”ye bağlayarak, gerici ve feminist mücadeleye düşman söylemlerini sürdürdü. Oysa TÜİK verileri, gençlerin %72.6’sının 29 yaşına kadar aile evinde kalmak zorunda olduğunu ve her dört aileden birinin yoksulluk sınırı altında yaşadığını ortaya koyuyor. Göktaş’ın “modernleşme” diyerek suçladığı şey, aslında kapitalizmin yarattığı ekonomik kriz, güvencesizlik ve erkek egemen şiddet politikalarıdır!
“Özgürlük Değil, Yoksulluk ve Şiddet Evliliği Reddettiriyor”
Göktaş, “Sınırsız özgürlüğün yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz” iddiasıyla, kadınların ve LGBTİ+’ların kazanımlarına saldırırken, gerçekleri çarpıtıyor. Evlilik oranlarının düşmesinin nedeni, kadınların artık kölelik benzeri bir “aile” düzenine razı olmamasıdır. Türkiye’de her gün en az bir kadın erkek şiddetiyle katledilirken, çocuk yaşta zorla evlilikler, ekonomik krizle derinleşen yoksulluk ve bakım yükünün tamamen kadınlara yıkılması, gençleri evlilikten soğutuyor.
LGBTİ+ Düşmanlığı ile Nefreti Tırmandırıyor
Göktaş, “Aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme akımları” gibi nefret söylemleriyle LGBTİ+’ları hedef gösterdi. Oysa aileyi asıl tehdit eden, devletin kadınları şiddete mahkûm eden politikaları, çocuk istismarını koruyan yasaları ve heteroseksist zorbalığıdır! LGBTİ+’ların varlığı değil, iktidarın ayrımcılığı toplumsal krizi derinleştiriyor.
“Nüfus Azalıyor” Yalanı: Kadın Bedeni Üzerinden Militarist Propaganda
Doğurganlık oranının 1.48’e düştüğünü söyleyen Göktaş, “Askere gidecek genç bulamayacağız” diyerek kadınları birer doğum makinesi olarak gören zihniyetini bir kez daha teşhir etti. Kadınların çocuk doğurmak istememesinin nedeni, devletin kreş, eğitim, sağlık ve sosyal destek sağlamaması, işsizlik ve geleceksizliktir!
“Aile Diplomasisi” Maskesi Altında Kadın Katliamı Meşrulaştırılıyor
“Aileyi koruyalım” naraları atan bakan, aile içi şiddeti görmezden geliyor. Türkiye’de 2024’ün ilk beş ayında 180’den fazla kadın erkekler tarafından öldürüldü. “Aile diplomasisi” adı altında dayatılan, kadınları eve hapseden, LGBTİ+’ları yok sayan gerici politikalar, şiddeti beslemekten başka bir işe yaramıyor!
Kadınların güvencesizlik, şiddet ve yoksulluk kıskacından kurtulması için:
- Ücretsiz kreş, ulaşılabilir sağlık hizmetleri, insanca yaşanacak ücretler,
- İstanbul Sözleşmesi’nin tam uygulanması, 6284 sayılı yasanın etkin kullanımı,
- LGBTİ+’ların haklarının anayasal güvence altına alınması, nefret suçlarına ağır cezalar,
- Bakım emeğinin toplumsallaştığı, kadınların özgürleştiği sosyalist bir düzen gerekiyor!
