Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF), Suriye’deki cihatçı grupların işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçların hesabını sormak için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurdu. FUAF, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) çetesi lideri Ebu Muhammed el Cevlani ve diğer komutanlar hakkında, binlerce sivili katletmekten sorumlu oldukları gerekçesiyle soruşturma açılmasını talep etti.
HTŞ’nin Kanlı Geçmişi ve Savaş Suçları
Suriye’deki iç savaşın en vahşi aktörlerinden biri olan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), Selefi-cihatçı ideolojisiyle hareket eden ve Suriye’nin kuzeyinde kontrolü ele geçiren bir terör örgütüdür. Özellikle İdlib bölgesinde halka yönelik baskıcı rejimi, infazları ve kitlesel katliamlarıyla bilinen HTŞ, El Kaide ile bağlantılı bir yapı olarak uluslararası terör listelerinde yer alıyor.
FUAF’ın UCM’ye sunduğu iddianamede, Cevlani ve HTŞ komutanlarının, 2011’den bu yana süren savaş boyunca en az 1.700 ila 2.000 sivilin ölümünden doğrudan sorumlu olduğu belirtiliyor. Bu katliamlar arasında toplu infazlar, işkenceli sorgular, rehin alma ve sivillerin hedef alındığı bombalı saldırılar bulunuyor.
Görsel Kanıtlar ve Roma Statüsü Kapsamında Suçlamalar
FUAF’ın avukatı Pedro Andujar, HTŞ’nin işlediği suçların askeri birliklerin operasyon görüntüleri, tanık ifadeleri ve belgelenmiş katliam videolarıyla kanıtlandığını açıkladı. Andujar, “Bu deliller, Cevlani ve ekibinin sadece savaş suçları değil, aynı zamanda insanlığa karşı suçlar işlediğini de gösteriyor” dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin temelini oluşturan Roma Statüsü, soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçlarını kapsıyor. FUAF’ın başvurusunda, HTŞ liderliğinin bu kapsamdaki suçlardan dolayı yargılanması talep ediliyor.
Suriye’deki Cihatçı Çeteler ve Emperyalist Destek
Suriye’deki iç savaş, bir yandan Esad rejiminin baskıcı politikaları, diğer yandan ABD, Türkiye ve Körfez monarşileri tarafından desteklenen cihatçı grupların yarattığı kaosla derinleşti. HTŞ gibi örgütler, Batılı güçlerin “muhalif” diye sunduğu yapıların aslında nasıl radikal terör örgütlerine dönüştüğünün açık bir kanıtı.
FUAF’ın bu adımı, yalnızca HTŞ’nin değil, aynı zamanda cihatçı çetelere lojistik, silah ve finansal destek sağlayan ülkelerin de sorgulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Zira bu tür örgütler, bölgedeki istikrarsızlığı körükleyerek emperyalist güçlerin Ortadoğu’ya müdahalesine zemin hazırlıyor.
Uluslararası Toplum Nerede?
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin geçmişte Afrika ve Balkanlar’daki savaş suçlularını yargılamasına rağmen, Suriye’deki katliamlara karşı etkisiz kalması dikkat çekici. Batılı devletler, kendi çıkarlarına hizmet etmeyen davalarda UCM’yi siyasi olarak bloke ediyor. FUAF’ın bu başvurusu, uluslararası hukukun çifte standartlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Alevi Toplumunun Mücadelesi ve Küresel Adalet Arayışı
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu, Suriye’deki Alevi ve diğer azınlık topluluklarının maruz kaldığı zulme karşı uzun yıllardır mücadele ediyor. Bu başvuru, yalnızca HTŞ’ye karşı değil, aynı zamanda Suriye’deki tüm mezhepçi katliamların faillerinin yargılanması için atılmış önemli bir adım.
FUAF Başkanı, “Bizler, insanlık onuru için mücadele edenler olarak, bu suçların cezasız kalmaması için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.
Sonuç: Failler Hesap Vermeli!
Suriye’de on yıldır devam eden savaş, yüzbinlerce masum insanın hayatına mal oldu. HTŞ gibi cihatçı çeteler, bölgedeki kanlı eylemleriyle halkları birbirine düşman ederken, emperyalist güçler de bu kaostan faydalanıyor.
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun bu cesur adımı, dünya kamuoyunun Suriye’deki vahşete kayıtsız kalmaması gerektiğini hatırlatıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu başvuruyu ciddiyetle ele alması ve Cevlani ile HTŞ komutanları hakkında derhal soruşturma başlatması gerekiyor.
Adalet için mücadele, insanlık için mücadeledir!