Ankara — Hacettepe Üniversitesi yönetimi, Sıhhiye Kampüsü’nde öğrenim gören bir grup öğrenci hakkında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto amacıyla düzenlenen eylemlere katıldıkları gerekçesiyle disiplin soruşturması başlattı. Öğrencilere gönderilen tebligatlarda, savunmalarını yazılı olarak sunmaları istendi.
Soruşturmanın Detayları ve Öğrencilerin Tepkisi
Üniversite yönetimi, protestolara katılan öğrencileri “üniversite düzenini bozmak” ve “disiplin suçu işlemek” iddiasıyla soruşturmaya tabi tuttu. Ancak, aralarında eylemlere katılmadığı halde soruşturma açılan öğrencilerin de olduğu öne sürülüyor. Öğrenci temsilcileri, bu durumun “keyfi bir baskı politikası” olduğunu savunarak, üniversite yönetimini öğrencilerin demokratik haklarını kısıtlamakla suçluyor.
Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Kolektifi adına yapılan açıklamada, “Üniversiteler, düşünce özgürlüğünün ve eleştirel bakışın yeşerdiği kurumlar olmalıdır. Ancak yönetim, öğrencilerin meşru protesto haklarını cezalandırarak, akademik özgürlükleri yok saymaktadır” denildi.
Akademisyenlerden Tepki: “Üniversiteler Sansür Mekanı Değildir”
Soruşturma kararı, üniversite içinde ve akademi dünyasında da tartışma yarattı. Bazı akademisyenler, yönetimin bu adımının “siyasi nitelikli bir baskı” olduğunu ifade ederek tepki gösterdi. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan bir grup öğretim üyesi, ortak bir bildiri yayınlayarak, “Öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade etmesi engellenemez. Üniversiteler, sansür mekanı değil, bilimin ve demokrasinin geliştiği alanlar olmalıdır” çağrısında bulundu.
Hukuki Süreç ve Öğrencilerin Mücadelesi
Soruşturmaya maruz kalan öğrenciler, hukuki destek arayışına girdi. Öğrenci hakları alanında çalışan avukatlar, üniversite yönetiminin bu kararının Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan “toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı” ile çelişebileceğini belirtti.
Öğrenciler, savunmalarını hazırlarken aynı zamanda kampüs içinde dayanışma ağları oluşturuyor. Sosyal medyada #HacettepeyeBaskıyaHayır etiketiyle başlatılan kampanya, akademi çevreleri ve sivil toplum örgütleri tarafından destek görüyor.
Genişleyen Tepkiler ve Siyasi Yansımalar
Konu, üniversite duvarlarını aşarak siyasi arenada da yankı buldu. Bazı milletvekilleri, Meclis gündemine taşımak üzere soru önergesi hazırladı. CHP’li vekiller, “Üniversitelerdeki baskıcı uygulamaların araştırılması” çağrısı yaparken, HDP ise “Öğrenci haklarına yönelik ihlallerin son bulması gerektiğini” vurguladı.
Sonuç: Akademik Özgürlüklerin Geleceği Sorgulanıyor
Hacettepe Üniversitesi’ndeki bu gelişme, Türkiye’deki üniversitelerde giderek artan disiplin soruşturmalarının yeni bir örneği olarak kayıtlara geçti. Öğrencilerin protesto hakkının kısıtlanması, akademik özgürlüklerin geleceği konusunda endişeleri artırıyor.
Öğrenciler, “Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” mesajı verirken, üniversite yönetiminin bu soruşturmayı geri çekip çekmeyeceği merakla bekleniyor. Sürecin, yalnızca Hacettepe’yi değil, tüm yükseköğretim kurumlarını etkileyecek bir tartışma başlatması öngörülüyor.