Birleşik Metal İş Sendikası Araştırma Merkezi (BİSAM) tarafından yapılan hesaplamalar, kapitalist sistemin emekçi sınıflar üzerinde yarattığı ağır yükü bir kez daha gözler önüne serdi. Ocak 2025 verilerine göre, dört kişilik bir işçi ailesinin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için aylık 22 bin 75 lira gıda harcaması yapması gerekiyor. Bu rakam, yalnızca “açlık sınırını” ifade ederken, eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların eklenmesiyle birlikte yoksulluk sınırı 76 bin 358 liraya ulaşıyor. Bu durum, işçi sınıfının kapitalist sistemin çarkları arasında nasıl ezildiğinin açık bir kanıtıdır.
Emekçilerin Sırtına Yüklenen Ağır Yük: Burjuvazinin Çıkar Politikaları
BİSAM’ın raporuna göre, sağlıklı beslenme için gerekli olan kalori miktarına dayalı hesaplamalar, yetişkin bir erkeğin aylık gıda harcamasının 6 bin 180 lira, yetişkin bir kadının 5 bin 839 lira, 15-18 yaş arası bir gencin 6 bin 161 lira ve 4-6 yaş arası bir çocuğun ise 3 bin 895 lira olduğunu ortaya koydu. Bu rakamlar, dört kişilik bir işçi ailesinin toplam gıda harcamasını 22 bin 75 liraya çıkarıyor. Ancak bu rakamlar, yalnızca gıda harcamalarını kapsıyor. Emekçi sınıflar, barınma, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için ekstra 54 bin 283 lira daha harcamak zorunda kalıyor. Bu, işçi sınıfının sırtına yüklenen ağır bir yüktür ve bu yük, kapitalist sistemin sömürü mekanizmalarının doğrudan bir sonucudur.
Tek başına yaşayan bir emekçi için durum daha da vahim. Sağlıklı beslenme için aylık 22 bin 75 lira gıda harcaması yapması gereken tek başına yaşayan bir işçi, diğer zorunlu giderlerle birlikte aylık 35 bin 459 lira harcama yapmak zorunda. Bu rakamlar, tek başına yaşayan emekçilerin de kapitalist sistemin acımasız çarkları arasında nasıl ezildiğini gösteriyor.
Gıda Fiyatlarındaki Artış: Kapitalist Sömürünün Bir Diğer Yüzü
Ocak 2025 dönemi için günlük harcamalarda en yüksek maliyet, 207.46 lira ile meyve ve sebze grubunda gerçekleşti. Bunu 196.43 lira ile süt ve süt ürünleri, 140.71 lira ile et, tavuk ve balık grubu izledi. Ekmek için yapılması gereken günlük harcama 69.83 lira, katı ve sıvı yağ için 37.43 lira, yumurta için 15.87 lira, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 17.41 lira olarak belirlendi. Bu rakamlar, temel gıda fiyatlarındaki artışın emekçi sınıflar üzerinde nasıl bir yük oluşturduğunu açıkça gösteriyor.
Yoksulluk ve Açlık Sınırındaki Artış: Devrimci Bir Dönüşümün Zorunluluğu
BİSAM’ın raporu, özellikle temel gıda fiyatlarındaki artışın emekçi sınıflar üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu ortaya koydu. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra diğer temel ihtiyaçların da eklenmesiyle ulaşılan yoksulluk sınırı, işçi sınıfının geçim sıkıntısını gözler önüne seriyor. Bu veriler, özellikle düşük ve sabit gelirli kesimlerin artan maliyetler karşısında nasıl bir ekonomik baskı altında olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ancak unutulmamalıdır ki, bu durum kapitalist sistemin doğasında var olan bir sorundur. Burjuvazi, kârını maksimize etmek için emekçi sınıfları sömürmeye devam ederken, işçi sınıfı açlık ve yoksullukla boğuşmaktadır.
Sonuç: Devrimci Mücadele Kaçınılmazdır!
BİSAM’ın raporu, kapitalist sistemin emekçi sınıflar üzerinde yarattığı yıkımı bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu durum, işçi sınıfının mücadelesini daha da büyütmesi gerektiğini göstermektedir. işçi sınıfının kurtuluşu, ancak devrimci bir mücadeleyle mümkündür. Kapitalist sömürü çarkı kırılmadıkça, emekçi sınıflar açlık ve yoksullukla boğuşmaya devam edecektir. Bu nedenle, devrimci mücadele kaçınılmazdır ve işçi sınıfı, ancak bu mücadeleyle gerçek kurtuluşa ulaşabilir.