Siyonist İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamları yönetmek üzere oluşturduğu “güvenlik kabinesi”, işgal topraklarını genişletmeyi hedefleyen yeni bir saldırı planını onayladı. Plan, Gazze’nin tamamen ele geçirilmesini ve Filistinli halkın belirli bölgelere sıkıştırılarak yaşamaya mahkum edilmesini içeriyor. Ayrıca, Trump döneminde gündeme gelen etnik temizlik projesinin uygulanması için de adımlar atılacak.
İşgal Güçleri Geri Çekilmeyecek
Siyonist basına sızan bilgilere göre, kabine toplantısında ordunun Gazze’ye yönelik saldırıların yeni aşamasına dair planları masaya yatırıldı. Üst düzey bir yetkili, kabinenin oy birliğiyle kabul ettiği planın, işgalin daha geniş bir alana yayılmasını ve “tampon bölgelerin” büyütülmesini öngördüğünü itiraf etti. Planın en dikkat çeken detayı ise Siyonist askerlerin ele geçirdikleri bölgelerden çekilmeyecek olması. Böylece, işgalin kalıcı hale getirilmesi hedefleniyor.
Plan kapsamında, Filistinli sivillerin zorla yerlerinden edilerek Gazze’nin güneyindeki belirli noktalara sürülmesi de yer alıyor. Bu, açık bir nüfus mühendisliği ve demografik yapıyı değiştirme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Trump’ın Etnik Temizlik Planı Devrede
Toplantıda, savaş suçlusu Netanyahu’nun Gazze halkını başka ülkelere sürgün etme planını da gündeme getirdiği öğrenildi. Netanyahu, ABD eski Başkanı Trump’ın Filistinlileri zorla göçe tabi tutma projesini sürdürdüklerini itiraf etti. Ayrıca, Filistinlilerin hangi ülkelere yerleştirileceği konusunda çeşitli devletlerle görüşmelerin devam ettiği belirtildi.
Açlık ve Yoksulluk Bilinçli Olarak Derinleştiriliyor
Kabinenin gündemine alınan bir diğer konu da Gazze’deki gıda krizi oldu. Siyonist yetkililer, bölgede “yeterli gıda olduğunu” iddia ederek, insani yardımların kontrollü şekilde verilmesini öngören bir kararı onayladı. Oysa Gazze yönetimi, 5 yaş altı 3 bin 500 çocuk dahil olmak üzere 290 bin çocuğun açlık nedeniyle ölüm riski altında olduğunu açıklamıştı. Bu durum, Siyonist rejimin bilinçli bir yok etme politikası izlediğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu gelişmeler, Filistin halkının topraklarından koparılması ve Siyonist işgalin kalıcılaştırılması yönündeki adımların hızlandığını gösteriyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise bu vahşetin ortakları haline getiriyor.