İstanbul Kadıköy’de Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin öncülüğünde bir araya gelen devrimci ve demokrat kurumlar, Suriye’de Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) tarafından gerçekleştirilen Alevi katliamını protesto etti. Demokratik Haklar Platformu’nun (DHP) da da destek verdiği eylemde, “Katil HTŞ, İş Birlikçi AKP” sloganları atıldı. Eylemde, Suriye’deki katliamların durdurulması ve uluslararası toplumun sessizliğinin kınanması çağrısı yapıldı.
Suriye’deki Katliam ve HTŞ’nin Rolü
Suriye, tarih boyunca farklı etnik, dini ve kültürel grupların bir arada yaşadığı bir mozaik olarak biliniyor. Ancak son yıllarda yaşanan çatışmalar ve cihatçı grupların saldırıları, bu mozaiği parçalama tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Özellikle Alevi halkına yönelik son dönemde artan saldırılar, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor.
8 Aralık’ta ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye’nin desteklediği HTŞ öncülüğündeki cihatçı gruplar, Şam’ın yönetimini ele geçirme girişimleriyle bölgede yeni bir süreci başlattı. ÖSO, IŞİD ve Nusra gibi cihatçı grupların artıklarından oluşan HTŞ, Suriye’nin farklı bölgelerinde yönetimlerini kurma bahanesiyle sivillere yönelik saldırılarını sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Dürzilerin yaşadığı Süveyda kentine düzenlenen saldırılar, HTŞ’nin katliam politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Dürzilere yönelik saldırının ardından, İdlib’deki camilerden yapılan “Haydi Cihad’a” çağrılarıyla birlikte Lazkiye, Ceble, Kardaha ve Tartus gibi Arap Alevi halkının yoğun olarak yaşadığı bölgelere saldırılar düzenlendi. Bu saldırılarda yüzlerce sivil hayatını kaybetti.
Suriye’nin en az 29 farklı bölgesinde gerçekleşen katliamlar, HTŞ’nin cihat çağrıları ve IŞİD’den kalma yöntemlerle halka korku salma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Şam’da katliamı protesto etmek için toplanan gruplar, silah zoruyla dağıtılırken, Türkiye’de de bu sürece ilişkin tartışmalar devam ediyor.
Kadıköy’deki Protesto ve Basın Açıklaması
İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri ve destek veren kurumlar, Suriye’deki katliamları kınadı. Yapılan basın açıklamasında, “Suriye’deki Alevi halkı yalnız değildir! Susmayacağız, katliama seyirci kalmayacağız!” denildi. Açıklamada, Suriye’nin farklı etnik ve dini gruplardan oluşan zengin mozaiğine vurgu yapılarak, HTŞ’nin saldırılarının bu mozaiği parçalama amacı taşıdığı belirtildi.
Açıklamada, HTŞ’nin ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye tarafından desteklendiği ifade edilerek, “Suriye’de ‘dış güçlerin’ maşaları, ABD’nin, NATO’nun ‘yeşil kuşak’ projesinden beri yetiştirdiği, kılıktan kılığa soktuğu cihatçı çetelerdir. Çetelerin varlıkları provokasyondur!” denildi.
Protestocular, HTŞ’nin katliamlarının Türkiye’deki iktidar tarafından “dış güçlerin provokasyonu” olarak lanse edilmesini eleştirerek, “Bu katliamların arkasında ABD, NATO ve bölgedeki işbirlikçi devletlerin politikaları vardır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki İş Birlikçilik Eleştirisi
Protestoda, Türkiye’deki iktidarın HTŞ’nin katliamlarına sessiz kalması ve hatta bu katliamlara iş birlikçilik ettiği eleştirildi. Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan’ın, katledilen Aleviler için “telef edilip, gebertildiler” ifadesini kullanması, protestocular tarafından büyük tepki çekti.
Şişli Kaymakamlığı’nın Alevi örgütlerinin Suriye Başkonsolosluğu önünde yapmayı planladığı basın açıklamasını “marjinal grupların toplumun huzurunu bozma girişimi” olarak nitelendirerek eylemi yasaklaması da protestocular tarafından kınandı. Açıklamada, “Katliamlara sessiz kalmak, bu katliamların bir parçası olmaktır” denildi.
“Halkların Mücadelesi Kardeşliği Sağlayacak”
Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına yapılan açıklamada, “Suriye’de Alevi halkının katledilmesine ve bu katliama iş birlikçilik edilmesine sessiz kalmayacağız. Halkların üzerine katliam yağdıranlardan hesap soracağız” denildi. Açıklamada, bölge halklarının birlikte mücadelesinin, kardeşliği sağlayacak tek yol olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, “Korku, duyarsızlık ve şovenizmle bezeli sessizliği örgütlemelerine izin vermeyeceğiz. Bugün burada çıkardığımız her ses, Suriye’de ve dünyanın dört bir yanında kurtarılan bir insan canı demektir” ifadelerine yer verildi.
Uluslararası Toplumun Sessizliği
Suriye’de yaşanan insan hakları ihlalleri ve katliamlar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalması, bölgedeki krizin daha da derinleşmesine neden oluyor. İnsan hakları örgütleri, Suriye’deki mezhepsel gerilimlerin tırmanmasını önlemek için acilen harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.
Eylem, “Susma haykır, katliama hayır!” sloganlarıyla sona erdi.
Devrimci Demokrasi | 10 Mart 2025 | İstanbul
